DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, İspanya’nın El Pais gazetesine konuştu. Dünya Ekonomik Forumu’na katılmak üzere gittiği Davos Zirvesi’nde gazeteci Andrea Rizzi’nin sorularını yanıtlayan Babacan, “Ben ve arkadaşlarım demokrasi mücadelesi veren vatanseverleriz. Türkiye’de demokrasinin yeniden hakim olması için ne gerekiyorsa yapacağız” dedi.
‘SEÇİMLER DEMOKRASİ İNŞA ETMEK İSTEYEN HERKES İÇİN ÖNEMLİDİR’
Babacan, “Demokrasimiz hasta ama diri” dedi. , STK’lar, özgür basın). Bu seçimler Türkiye ve Avrupa’da ve ötesinde demokrasiyi korumak isteyen herkes için değerlidir. Türkiye güçlü bir ülke, güçlü bir demokrasi geleneği var. Açık bir toplumumuz var. Gençlerimiz dünyanın farkında, “Demokrasi ve güçlü ekonomi istiyorlar. Umuyoruz ki bu cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimi bir değişim anı olur.”
‘MAHKEME BAŞKANLIĞI KARARA KARŞI OY VERDİ’
Babacan, Anayasa Mahkemesi’nin HDP’nin hesaplarını engelleme kararına ilişkin bir soruyu yanıtladı: “Kararını Anayasa Mahkemesi verdi. Mahkeme başkanı karara karşı oy kullandı. Başka ne diyebilirim ki?” diye yanıtladı.
DEVA Partisi’nin resmi üye sayısının 180 bin olduğunu belirten Babacan, “Ben ve arkadaşlarım demokrasi mücadelesi veren vatanseverleriz. Türkiye’de demokrasinin yeniden hakim olması için ne gerekiyorsa yapacağız” dedi.
Babacan’ın açıklamaları şu şekilde sıralandı:
AÇIK BİR ZAFER İSTİYORUZ: Türkiye’deki seçim sistemi genel olarak yeterince güvenilirdir. Sonuçları etkilemenin yolları çok sınırlıdır. Bu yüzden kıl payı değil, net bir zafer kazanmayı hedefliyoruz. Net bir zafer olursa, umarım rastgele problemler olmaz.”
İKİNCİ AŞAMADAYIZ: Table of Six’te önceliklerimiz ve net bir takvimimiz var. Birincisi, parlamenter sisteme dönüş için bir anayasal reform paketi sunmaktı. Bunu Kasım ayında koalisyon içinde yüzde 100 mutabakatla sunduk. Şimdi ikinci adımdayız. Bu aşamada iki konu üzerinde çalışıyoruz. Ortak bir hükümet programı ve ülkeyi nasıl yönettiğimize dair bir çerçeve. Bunlardan ilki ekonomiyi, eğitimi, sağlık politikalarını, dış politikayı vb. nasıl kuracağımızdır. İkincisi, hükümet biçimine aittir. Anayasa bütün yetkileri cumhurbaşkanına veriyor ama biz başkanımızın bu yetkileri kendisine destek veren partilerle istişare ederek kullanmasını istiyoruz. Seçimlerden sonra rastgele bir kafa karışıklığı olmasın diye bu çerçeveyi detaylı olarak belirlemek istiyoruz. Üçüncü adım, ortak cumhurbaşkanı adayı ve belirli seçim bölgeleri için ortak adayların belirlenmesidir.
‘ENDİŞELERİMİZİ DİKKATE ALMALILAR’
Babacan, “Muhalefet kazanırsa dış politikada, özellikle Rusya ile ilişkilerde ve İsveç ve Finlandiya’nın NATO adaylığı konusunda nasıl bir pozisyon alacak?” sorusu üzerine şunları söyledi:
“Altı partiden oluşan bir küme olarak AB üyeliğini desteklediğimizi ve NATO yanlısı olduğumuzu beyan ettik. Daha sonra, örneğin İsveç ve Finlandiya’nın üyeliği gibi daha somut konularda, hükümetin güvenlik hakkında bildiklerine erişimimiz yok. Dolayısıyla müzakerelerin detaylarını bilmiyoruz.İktidara geldiğimizde bu bilgilere göre hareket edeceğiz.Tabii ki PKK bir terör örgütüdür.Dikkatli olmamız gerekiyor ve NATO’daki müttefiklerimizin de dikkatlerini çekmelerini diliyoruz. Güvenlik endişeleri Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş bizi çok endişelendiriyor çünkü ikisi de yakın komşular ve uzun süredir ikisiyle de birlikteler. Önceliğimiz savaşı bir an önce bitirmek olacak. Türkiye’nin ikisiyle de konuşabilecek kadar istisnai bir durumu var. Bu pozisyon akıllıca kullanılırsa yeterli sonuçlar verebilir.” (HABER MERKEZİ)
